Connect with us

Genel

“İstanbul Perspektifleri Söyleşi Serisi”nin Aralık ayı konuğu sanatçı CANAN:

Published

on

İnsan olurken sezgilerimize sahip çıkmalıyız

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) İstanbul kültür-sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörlerle izleyicileri buluşturan “İstanbul Perspektifleri” söyleşi serisinin üçüncüsüne sanatçı CANAN konuk oldu. CANAN, sanatı kadın perspektifinden değerlendirdi

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM), İstanbul kültür-sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörlerle izleyicileri buluşturan “İstanbul Perspektifleri” başlıklı söyleşi serisi devam ediyor. Söyleşi serisinin üçüncüsü, “Sanat, Sokak, Bedensellik” temasıyla sanatçı CANAN’ın katılımıyla gerçekleşti. 2018-2019 döneminde düzenlenen söyleşi serisiyle, İstanbul’un kültürel dokusunun 1980’lerden bu yana nasıl şekillendiğini ve dönüştüğünü öznel hikayeler üzerinden anlamlandırabilmeyi mümkün kılacak bir tartışma platformu yaratılması amaçlanıyor.

Hiçbir kurt yavrusuna sezgilerine güvenme demez

Clarissa P. Estés’in Kurtlarla Koşan Kadınlar ünlü kitabına atıfta bulunarak sezgilerin bir kadın için vazgeçilmez bir rehber olduğunu vurgulayan Canan, “Otobüse bindiğinizde tacize uğradığınızda sezgilerinize güvenmeyip kendi varoluşunuza ihanet eder ve aslında tacize uğradığınız halde kendinizi kandırmaya çalışır ve varoluşunuzu reddedersiniz. Halbuki insan olurken sezgilerimize de sahip çıkmak durumundayız. Biz kolektif hafızamızda bu bilgileri taşıyoruz. Sahip olduğumuz bu kıymetli hafızanın kıymetini bilmeliyiz. Korku önce kafada başlıyor. Sonra sokağa şiddete taşınıyor. Dolayısıyla toplumsal şiddeti temizlemek için önce toplumsal bilinçaltını temizlemeliyiz” dedi.

Mutlu olmak için özgürleşme şart

Asuman Suner’in moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide, Canan, insanın mutluluğu çok uzak ulaşılmayan bir alana attığını, zihnine şart koyduğunu ve endişeleriyle kendi mutluluğuna engel olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

“Kendinize sahip çıkmalı ve özgür olmalısınız. Çünkü kendimizi öteki olarak tanımlamaktan çıkardığımızda mutluluğa yaklaşıyoruz. Egomuzla kendimizi sınırlamaktan vazgeçtiğimizde mutluluğa daha da yaklaşıyoruz. Kendi kurtarıcımız kendi şifamız kendimizdedir. Önce kendi içimize dönerek birey olmayı öğrenmekle başlamalıyız. Aşk, ulaşılmaz ve acı verici bir şey değildir. Çok güzel bir duygu olan aşkı yaşamanın birinci koşulu insanı kendi kendini koşulsuz ve şevkatle sevmektir. İşte o zaman karşınızdaki sizi o koşulsuzlukla seviyor.

Kişinin yalnız olduğunda aslında kendine kaldığında bedeni ile mutlu olduğunu ve başkalarının yargısı ile kendini kötü hissettiğini ifade eden Canan, insanın yargılardan kendini korumayı öğrenmesi gerektiğini ve cennetin insanın kendi gerçekliğine dönmesi olduğunu belirtti.