Connect with us

Gündem

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden: “Ülkemizi ve Çocukları Çok Seviyoruz!”

Published

on

Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin kabulünün 31. yılı kutlanıyor.

Ülkemizin de tarafı olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi 0-18 yaşları arasındaki her bireyi çocuk olarak kabul etmektedir. Türkiye ulusal mevzuatıyla ve imzalayarak iç hukuk normu haline getirdiği uluslararası sözleşme ve belgelerle çocuk hakları sözleşmesini hayata geçirmeyi kabul etmiştir.

Üstelik Türkiye bugünkü sözleşmenin öncülü kabul edilecek Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi’ni 1924 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasıyla dünyada ilk imzalayan 5 ülkeden birisidir.

23 Nisan 1924 yılından bu yana kutlanan Ulusal Egemenlik günümüz yine Büyük Önder’in talimatı ile 1929 yılından bu yana Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaktadır.

TÜİK verilerine göre 2019 yılı sonu itibariyle nüfusumuz 83.1 milyon ve bu nüfusun içinde çocuklarımızın sayısı 22.8 milyondur.

Uzunca bir süredir birlikte yaşadığımız 5 milyona yakın mülteci ve 1.7 milyon mülteci çocuğu da bu nüfusa eklemeliyiz.

Yaklaşık 88 milyon nüfus ve 25 milyon çocuk…Üstelik Türkiye sınırları dışında da Suriye’de çok sayıda mülteci ve çocuklarına da kaynak ayırmaktadır.

Türkiye’de ve dünyada çocuklara yönelik olumlu pek çok gelişmenin yanı sıra, ağır sorunlar ve hak ihlalleri yaşanmaya devam etmektedir.

Bu sorunların başında, küresel-bölgesel savaşlar, iç çatışmalar, terör ve şiddetle birlikte ağır yoksullukla bağlantılı temel insani hizmetlere erişememek gelmektedir.

Dünyada 400 milyona yakın çocuk mutlak yoksulluk çizgisinin altında yaşamaktadır.

152 milyon çocuk, 10 da 7’si ağır ve tehlikeli olan işlerde çalıştırılmaktadır.

Dünya nüfusu hızla artmakta, buna karşın toprak, hava, su başta olmak üzere kaynaklar hızla tüketilmektedir.

Dünya’da;

• Her yıl 111,7 milyon insan doğuyor, 46 milyon insan ölüyor,

• Dünya nüfusuna her yıl 65,4 milyon kişi ekleniyor,

• Her yıl erozyon ve çölleşme ile topraklar tükeniyor, 7,7 milyon ton/yıl zararlı endüstriyel atık dünyaya bırakılıyor,

• 860 milyon insan sağlıklı suya erişemiyor,

• Yılda 317 milyar USD uyuşturucuya para harcanıyor,

• Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından açıklanan yıllık rapora göre (2019) küresel savunma harcamaları artarak 1 trilyon 782 milyon euroya ulaştı. Askeri harcamalar bir yıl içinde yüzde 3,6 arttı. Böylece 2010 yılından bu yana en büyük artış gözlemlendi. Türkiye 2019 yılında 20 milyar dolarlık harcamasıyla en fazla askeri harcama yapan ülkeler arasında 16. sırada bulunuyor (Kaynak: https://tr.euronews.com/2020/04/27/sipri-raporu-askeri-harcamalar-soguk-savas-tan-bu-yana-en-yuksek-seviyeye-ulasti).

• Uyuşturucu ve silahlanmaya ayrılan payın her yıl %1 azaltılmasının, insani gelişme endekslerine, mutlak yoksulluğun önlenmesine ayrı ayrı %10 oranında iyileşme olarak yansıyacağı ifade ediliyor.

• Dünya nüfusunun %14’ü (826 milyon insan) yeterli ve iyi beslenemiyor, %16’sı (968 milyon insan) temiz içme suyuna erişememekte, %40’ı (iki milyar dört yüz milyon insan) sağlıklı yaşam koşullarından yoksun ve 854 milyon yetişkin okuma-yazma bilmiyor (UNDP, 2001: 22; Pogge, 2006:9).

Dünya’da 200 kişinin geliri dünya nüfusunun %41’inin toplam gelirinden fazladır.

Bu durum küresel ölçekte dünya barışını ve demokratik sistemleri zorlayamakta, totaliter yönetimleri ve çatışmalı ortamları da yaygınlaştırmaktadır.

Türkiye’de ciddi bir mülteci sorunu vardır ve buna çok büyük kaynak ayrılmaktadır. Bu kaynakların 300 milyar TL’yi aştığı resmi makamlarca ifade edilmektedir. Türkiye, mülteci sorunu dışında da ciddi yapısal sorunları olan bir ülkedir.

Buna göre;

AÇSH Bakanlığı verilerine göre 3,1 milyon aile sosyal yardım almaktadır.

TUİK temel yoksulluk çizgisi içinde olanların 14,7 milyon kişi olduğunu açıklamaktadır. Bu veriler sosyal yardım yapılan (genel olarak yardım türlerine göre hanede kişi başına düşen gelirin asgari ücretin 1/3 veya 2/3’ünden az olması koşuluyla) kişilerin sayısı ile örtüşmektedir.

Ağırlıklı olarak AÇSH Bakanlığı ile ilintili Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları eli ile yapılan sosyal yardımların toplamı 2019 yılı itibarı ile 52 milyar/TL’nı geçmiştir. Salgın hastalıkla beraber bu harcamaların artacağı görülmektedir.

Türkiye, dünyanın en gelişmiş 20 ülkesi içindedir. Ancak insani gelişme endeksleri ve gelir bölüşümüne ilişkin sorunlarımız sürmektedir. Türkiye’de Dünya Bankasının (World Bank) (2018) kullandığı günlük 1.8, 3.2 ve 5 dolar/kişi ölçüsündeki mutlak yoksulluk çizgisinin altında yurttaşının kalmadığı belirtilmesine karşın TUİK verilerine göre nüfus piramidinin gelir açısından en tepesindeki %20’nin payı 47.2, en alttaki %20’nin payı ise %6,2’dir ve bu oran çok az değişmektedir.

Çocuk İşgücü Araştırması, 2019 sonuçlarına göre; 5-17 yaş grubunda çalışan çocuk sayısı 720 bindir. Çalışan çocukların yüzde 79,7’sini 15-17 yaş grubundakiler oluştururken yüzde 15,9’unu 12-14 yaş grubundakiler, yüzde 4,4’ünü ise 5-11 yaş grubundaki çocuklar oluşturmaktadır. Bu sayının mülteci çocuklar ve mevsimlik tarımda çalıştırılan çocuklarla birlikte 2 milyona ulaştığı tahmin edilmektedir.

Salgın hastalık bütün dünyada ve Türkiye’de işsizlik ve yoksulluğu arttırmaktadır. Birleşmiş Milletler bu nedenle dünyada mutlak yoksulluk çizgisinde yaşayanların sayısının 132 milyon kişi daha artmasının beklendiğini belirtmektedir.

Yasalardaki tüm önleyici hükümlere karşın;

Çocukların;

– Evlenmeye zorlanması (cinsel şiddet, istismar),

– Ağır ve tehlikeli işler dahil olmak üzere çocukların sokakta, küçük-orta ölçekli işletmelerde ve mevsimlik tarımda çalıştırılması

– Salgın hastalıkla beraber eğitime erişimdeki ciddi sorunlar -4×3 sisteminden kaynaklanan özellikle kız çocuklarının okuldan kopma-uzaklaşma sorunu

-Sürekli gündemde olan şiddet olayları ve gergin-çatışmacı politik söylemler

-Son İzmir depremi ile birlikte gündeme bir kez daha gelen ciddi afet risklerimiz ve buna uygun olmayan konut, çevre, barınma, yaşama alanlarımız

-Ailelerin yoksulluğu, yaygın işsizlik sorunu ve

-Bütünlüklü, hak temelli bir çocuk ve sosyal hizmet politikamızın merkezi ve yerel yönetimler düzeyinde geliştirilememiş olması

Çocuklarımız için bir yandan endişelerimizi arttırmakta öte yandan ise daha çok çalışmamız, üretmemiz, paylaşmamız gereğini ortaya çıkartmaktadır.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği 118 şubesi ve 4 temsilciliği ile birlikte tüm Türkiye’de çocuklarımız, gençlerimiz ve yurttaşlarımız için var gücüyle çalışmaktadır.

Destekçilerimizin değerli katkılarıyla bugüne kadar çok sayıda çocuk ve gencimize eğitim desteği / burs verdik, vermeye devam ediyoruz. Burslarımızda kız çocuklarımız için pozitif ayrımcılık yapıyoruz.

İşbirlikleri ile ağırlıklı olarak tekstil sektöründe çocuk işçiliğini önlemeye yönelik “üretimden, eğitime projemizi” başarıyla uyguluyoruz.

Çocuk Kulüplerimiz ve Çağdaş Etkinlik Merkezlerimizde gelişimleri için çalışmalar yapıyoruz.

Kodlamaca, mentörlük gibi projelerimizi yaygınlaştırıyoruz.

Salgın hastalık sürecinde tüm burslu öğrencilerimizi tarayarak tablet-bilgisayar ve internet erişimlerini araştırdık ve gördük ki %64’ünün eğitime erişimde çok ciddi sorunları var. Yaygın bir bağış kampanyası süreci ile tablet-bilgisayar- internet erişimi için çalışma başlattık. 1000 tablet-bilgisayar ile çocuklarımızı buluşturduk, bu sayıyı hızla arttıracağız.

Elektronik ortamda 21. yüzyıla hazırlık programını oluşturduk. Çocuklarımızın eğitimine destek, sanat, bilim ve kültür odaklı programlarımız başlıyor.

Gençlerimiz için yine, gönüllü, mezun ve bursiyer gençlerimiz aracılığıyla yaygın bir dil öğrenimi sürecine destek programlarına başladık.

EVET, ÜLKEMİZİ VE TÜM ÇOCUKLARI ÇOK SEVİYORUZ. ONLAR İÇİN ÇAĞDAŞ, AYDINLIK BIR ÜLKE VE DÜNYA İÇİN DAHA ÇOK ÇALIŞMAMIZ, ÜRETMEMİZ, PAYLAŞMAMIZ GEREKTİĞİNİ BİLİYORUZ.

ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ ÇOCUKLARIN YAŞAMA, KORUNMA, EĞİTİM, SAĞLIK VE KATILIM HAKLARI BAŞTA OLMAK ÜZERE TÜM HAKLARI İLE ÇAĞDAŞ BİR BİREY OLABİLMELERİ İÇİN BUGÜNE KADAR OLDUĞU GİBİ BUNDAN SONRA DA ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRECEKTİR.