Connect with us

Kültür & Eğlence

USTA OYUNCULAR ÖVÜL ve MUSTAFA AVKIRAN, 7 YIL ARADAN SONRA 3 GÜÇLÜ PROJEYLE TİYATRO SAHNELERİNDE

Published

on

1995 yılından beri politik tavırlarını, sanatsal seçimlerini, ürettikleri işlere taşıyan; kendilerini ulusal ve uluslararası platformda bağımsız yapıtlar üzerinden var etmeyi seçen Övül – Mustafa Avkıran çifti, 7 yıl aranın ardından üç güçlü projeyle geri dönüyor. 2020 yılı itibarıyla sanatsal üretimlerini MoMoAcT adı altında sürdürme kararı alan çift, Murathan Mungan’ın hikâyesinden Mustafa Avkıran’ın oyunlaştırdığı “Dumrul ile Azrail”; ilk olarak 2004 yılında sahnelenen, seyirciler ve eleştirmenler tarafından olağanüstü bir ilgiyle karşılan “Ashura” ve Şirin Aktemur’un kaleme aldığı “Son Ferman” adlı işleriyle yeniden Türkiye ve Avrupa sahnelerinde!

 

2013 yılında garajistanbul mekânını yeni işletmecilerine devrederek gündemin dışına çıkmayı, durmayı seçen Övül ve Mustafa Avkıran çifti; sanat yönetmeni ve işletmeci şapkalarını bırakıp sanatçı kimlikleri ile baş başa kaldılar. Uzun bir aradan sonra sanatsal üretimlerine yeniden başlamaya karar veren usta oyuncular, 2020 yılı ile birlikte çalışmalarını MoMoAcT adı altında sürdürüyor. Berlin merkezli, disiplinlerarası bir sanat üretim inisiyatifi olan MoMoAcT, faaliyetlerini Berlin ve İstanbul başta olmak üzere Avrupa’nın farklı şehirlerinde dolaşıma sokmayı hedefliyor.

Övül ve Mustafa Avkıran, MoMoAcT isminin hikâyesini, “Kurduğumuz onca yapının, mekânın ardından, bugün yeniden yeni bir isim için, kendi isimlerimizden yola çıkıp iz sürerken yolumuz bir hikâye kitabına, Momo’ya çıktı. Momo tiyatro harabelerinde yaşayan küçük bir kızdır. Zaman yaşamın kendisidir ve yaşamın yeri yürektir. Yolumuza MoMoAcT ile devam ediyoruz” cümleleriyle açıklıyor. MoMoAcT, “Dumrul ile Azrail”, “Ashura” ve “Son Ferman” adlı üç müziktiyatro* ile mart ayından itibaren Türkiye ve Avrupa’da tiyatroseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

 

*Müzik tiyatro: Müzik ile tiyatronun yan yana durduğu bir anlatı biçimi, formudur. Zamanın içinde yolculuğu mümkün kılar; hikâyenin içine giriş ve çıkışa olanak tanır. Şimdi ve buradadır.

 

“DUMRUL ile AZRAİL”

Övül – Mustafa Avkıran çiftinin, MoMoAcT ismiyle ortaya çıkardıkları ve bir açıdan retrospektif denilebilecek ilk oyunları “Dumrul ile Azrail”, 20 yıl sonra yeniden sahnede…

Murathan Mungan’ın hikâyesinden, Mustafa Avkıran’ın oyunlaştırdığı “Dumrul ile Azrail”, kaynağını Dede Korkut’un “Deli Dumrul” hikâyesinden alır. Mitler, söylenceler, masallar, hikâyeler dinleyenlerine farklı kapılar açan, onları yaşam yollarındaki türlü mücadeleler, türlü karşılaşmalarla yüzleştiren, bu yüzden de tükenmeyen kaynaklardır. Zamanlarının ötesinde işlev görürler. Anlatmanın yegâne öğelerinden biri olan yeniden söyleme ise, bu kaynaklardaki bilgileri geçmişten bugüne taşır. Eski ve yeni hikâye anlatıcılarını bir araya getiren ve 20 yıl sonra şimdi yeniden söylenen “Dumrul ile Azrail” bu bağlantıya yeni bir boyut katar. “Dumrul ile Azrail”, yeni sanatçı kadrosu ve yeni sahneleme anlayışıyla bellek, anlatı, yaşam, ölüm, aşk tanımlarının izini sürüyor. Hayat üzerine konuşmak istiyor.

 

Övül ve Mustafa Avkıran’ın birlikte yönettikleri “Dumrul ile Azrail”de Ahmet Rıfat Şungar, Bidar, Mustafa Avkıran, Orhan Topçuoğlu, Övül Avkıran ve Selçuk Artut rol alıyor.

 

“ASHURA”

İlk olarak 2004 yılında sahnelenen ve seyirciler, eleştirmenler tarafından olağanüstü bir ilgiyle karşılan “Ashura”, Anadolu toprakları üzerinde ‘homojen’ bir toplum yaratma adına oradan oraya savrulan, zorunlu olarak göç ettirilen insanları, dilleri, dinleri, sürgünlerin göç yollarını, göç yollarında 12 dilde söylenen şarkılarla anlatıyor. Üç büyük dinde pek çok karşılığı olan ‘aşura’, hicri yıl takvimine göre Muharrem ayının onuncu günüdür.

Övül ve Mustafa Avkıran’ın birlikte yönettikleri “Ashura”da Çağlayan Çetin, Kamucan Yalçın, Mustafa Avkıran, Nebi, Nuri Harun Ateş, Ömer Avcı, Övül Avkıran, Selahattin Yazıcıoğlu, Selçuk Artut ve Sema Moritz rol alıyor.

 

“SON FERMAN”

Ferman, buyruk-emir demektir.

 

Ferman padişahın, dağlar Ezidi’nindir.

 

“Son Ferman”, 3 Ağustos 2014 tarihinde başlayan, yaşadığı topraklardan sürülen, öldürülen, kaçırılan, satılan Ezidi halkının, o halkın kadınlarının; yaşadıkları, ait oldukları topraklarda ve o topraklardan çok uzaklarda öldürülmek üzere çıktıkları son yolculukta kendileriyle ve birbirleriyle konuşmaları olarak biçimleniyor.

Şirin Aktemur’un yazdığı, Övül ve Mustafa Avkıran’ın birlikte yönettikleri “Son Ferman”da Övül Avkıran, Kamucan Yalçın ve Özge Metin rol alıyor.