Connect with us

Genel

Tizpon: Kaybolmuş Bir Şehir

Published

on

570-637 yılları arasında dünya üzerindeki en büyük şehir olduğuna inanılan Tizpon; Bağdat’ın 32 kilometre doğusunda, Dicle nehrinin kıyısında yer almaktadır. Günümüzde de önemli bir tarihi yerlerden birisi olmasıyla birlikte tarihinde birçok din, siyaset, kültür, zenginlik içermektedir.

Eski Arap dünyasının ticaret merkezi olan Tizpon, Parthia kralı 1. Mithridates tarafından dönemin en büyük şehirlerinden biri olan Seleucia’nın karşısına kuruldu ve hızla büyüyüp ileride krallığın gücünü gösteren dört saraydan biri oldu. Tarihçi Strabo’ya göre bu küçük yerleşim zamanla bir şehir olmaya başlamış ve bölgedeki kabileler ile Seleucia halkının arasındaki farkı gösteren bir hal aldı. Bu yeni şehir Dicle nehrine yakınlığıyla kışın konaklama ve dinlenme açısında Parthia krallarının dikkatini çekiyordu. Bu dikkat aynı şekilde yatırım olarak şehre yansıdı ve büyük bina, kemerlerin inşası başladı.

Kaybolmuş

Şehir, genişleme çabasındaki Roma için sürekli bir engel teşkil ediyordu ve sık sık Romalı baskınına uğruyordu. Bölgenin en güçlü şehirlerinden olmayı Parthia İmparatorluğu’nun yıkılışına kadar sürdüren Tizpon yavaş yavaş güç kaybetmeye başladı ve Roma’dan kurtulup Sasani İmparatorluğu’nun eline geçti. Şehir tekrardan inşa edildi ve imparatorluğun başkenti yapıldı. Farklı din ve kültürlerin yarattığı zenginlik ve ticaret şehre yöneliyordu.

Sasaniler döneminde şehre yapılan mimari katkı Parthialılar döneminden çok daha fazlaydı. Şehirde inşaatı 6. yüzyıla dayanan Tizpon Kemerleri gibi değerli yapılar kerpiçten inşa edilmişti. Tuğlaların açılı olarak yerleştirilmesiyle inşa edilen Taq Kasra’nın kemeri 30 metre yüksekliğe ve 45 metre genişliğe sahiptir. Ön cephesi sütunlar ve kemerlerle kaplı bu yapı kraliyet sarayını zamanında ne kadar ihtişamlı gösterse de bugün maalesef ki bir de yıpranmış haliyle dikkat çekmektedir.

 Zaman geçtikçe şehir içi bölge bölge merkezleşmeler oluştu. Batı yakasında aralarında Yahudiler ve Hristiyanların olduğu, şehrin en zengin kısmı “Veh-Ardashir”; doğu yakası ise kraliyet sarayının yer aldığı Tizpon’un en eski yerlerindendi.

Tizpon

Romalılarla tekrardan yaşanan ve Araplarla da devam eden savaşlar Sasani İmparatoluğu’na büyük hasarlar vermeye başlamıştı. Tizpon Savaş’ında galip gelmelerine rağmen artık etraftaki krallıklar için eskisi kadar büyük bir devlet olarak görülmüyordu. Üç yıl süren saldırıların sonunda Araplar Sasaniler’i büyük bir yenilgiye uğrattı. Ardından 637’de Tizpon’a giren Araplar şehri tek edilmiş halde buldular. Abbasi Halifesi başkent Bağdat’ı kurmaya başladığında Tizpon’un sonu yaklaşıyordu ve artık Bağdat’ı oluşturan her bir taş Tizpon’u harabe haline getirmeye başlamıştı.