Connect with us

Filmler

ÇARPICI KADIN HİKAYELERİ KUNDURA SİNEMADA!

Published

on

KUNDURA SİNEMA MART AYI GÖSTERİM PROGRAMINDA İLHAM VERİCİ KADIN HİKAYELERİNİN ANLATILDIĞI ÖZEL BELGESEL SEÇKİSİ VE DAHA FAZLASINI İZLEYİCİLERİYLE BULUŞTURUYOR

Kundura Sinema, Mart ayı seçkisinde odağını sıradışı kadınların ilham verici hikayelerine çevirerek dünyanın dört bir yanında çalışan kadınlara yöneltiyor.​Uluslararası Berlin Film Festivali, BFI Londra Film Festivali, Uluslararası Hayfa Film Festivali​ve​Uluslararası Locarno Film Festivali başta olmak üzere dünya çapında pek çok festivalde yer almış, ilham veren kadınların hikayelerine odaklanan Kundura Sinema, Mart ayı programı için hazırladığı ​özel belgesel seçkisinin yanı sıra ​7-8 Mart tarihlerinde​Sinemanın Kadın Öncüleri​başlıklı panel programı ve kısa film gösterimlerine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.



Mart Ayına Özel: Kadına Dair İlham Verici Hikayeler, Belgesel Gösterimleri Kundura Sinema’nın Mart ayı gösterim programında çarpıcı kadın hikayelerini konu alan kadına dair ilham verici sekiz belgesel yer alıyor. Yönetmen​Callisto Mcnulty​’nin 2018 yapımı​Delphine et Carole, Insoumuses ​ belgeseli 1970’lerin Avrupa’sında feminist harekete odaklanıyor. Yasal kürtaj hakkı, ücretsiz doğum kontrol olanakları, cinsel azınlık hakları ve dönemin feminist gündemine dair pek çok konu, oyuncu ve kadın hakları aktivisti Delphine Seyrig ile belgesel sinemacı ve video sanatçısı Carole Roussopoulos’nun bakış açısından seyirciye aktarılıyor.
çiğli escort



Programda yer alan bir diğer belgesel ise yönetmen ​Elizabeth Sankey​’in 2019 yılında çektiği Romantic Comedy oluyor. Elizabeth Sankey, ilk belgeseli ​Romantic Comedy ile sinemada romantik komedi türünün geçmişine, şimdisine ve geleceğine odaklanıyor. Yönetmen, geçmişten günümüze çeşitli örnekler üzerinden ilerleyerek kurguladığı bu belgeselinde romantik komedi türünde çekilen filmlerin empoze ettiği kavramları tartışmaya açıyor.
Yönetmen ​Sung-A-Yoon​’un 2018 yapımı belgeseli ​Overseas filmi, ev işleri öğreten bir merkezde yurtdışında çalışmaya hazırlanan Filipinli kadınları konu alıyor. Hazırlık derslerinde kendilerini hem işçi hem de işveren yerine koyarak pratik yapan kadınlar bir taraftan ev işlerinin inceliklerini öğrenirken bir taraftan da özlem ile olası psikolojik ve fiziksel tacizle nasıl baş edeceklerini öğreniyor. Gerçekle kurgu arasında gidip gelen ​Overseas ​ , küreselleşen dünyamızda “modern hizmetçilik” kavramını sorguluyor ve bu kadınların kararlılığını, dayanışmasını ve kendileri bekleyen zorluklar karşısında takındıkları tavırları seyirciyle paylaşıyor. 2012 yapımı​Housemaids belgeseli yönetmeni​Gabriel Mascaro’​nun, yedi Brezilyalı gençten bir hafta boyunca evlerinde çalışıp aynı zamanda onlarla birlikte yaşayan hizmetçi kadınları kayıt altına almalarını istemesiyle ortaya çıkıyor. Yemek, temizlik, ütü, çocukların bakımı gibi pek çok ev içi işi üstlenen bu kadınları takip eden film, aynı zamanda onların yabancı bir aileyle aynı evde yaşama haline dikkat çekiyor. Filmin en önemli özelliği, çekimleri yapan gençlerle söz konusu kadınlar arasında kurulmuş o bağdan kaynaklanan samimiyet. Yaşamları iç içe geçmiş, ortak bir geçmişi paylaşıyorlar. Aralarındaki sosyo ekonomik dengesizliğin yok olmasıyla da oldukça özel diyaloglara dayanan ilişkiler kuruluyor.



Yönetmen ​Alina Rudnitskaya​’nın yaklaşık yedi yıl boyunca kayıt altına aldığı 3 kadın etrafında şekillenen​School of Seduction psikolog Vladmir Rakovsky’nin kurucusu olduğu bir okulda kadınların en genel tabirle “Zengin erkekler nasıl baştan çıkarılır ve daha da önemlisi nasıl elde tutulur?” sorusunun yanıtlarını arayışını izleyiciler ile buluşturuyor. ​School of Seduction ​ , Putin’in Rusyasında kadın olmanın zorluklarını incelikle işliyor.

2018 yapımı
​ The Feminister belgeseli, 2014-2019 yılları arasında İsveç Dışişleri Bakanlığı yapmış Margot Wallström’ü takip ediyor. Feminist politikalarıyla bilinen Wallström’ü dört yıl boyunca kayıt altına alan yönetmen ​Viktor Nordenskiöld​, belgeselinde bir taraftan bakanın korkusuz ve etkili eylemlerini gözler önüne sererken bir taraftan da uluslararası politik atmosfere ve bu atmosferde kadının yerine dikkat çekiyor.​The Feminister belgeseli Wallström’ün siyasi eylemleri kadar bu süreç içinde bulunduğu ruh halini de yansıtıyor. Wallström’ün güçlü görünümünün ardında baş etmesi gereken onca durum ve duygu seyirciye oldukça samimi ve çarpıcı bir şekilde aktarılıyor.



İsviçreli yönetmen​Julia Bünter​’in 2019 yapımı​Fiancées isimli belgeseli, evliliğe hazırlanan Mısırlı üç genç kadının öyküsünü anlatıyor; bir taraftan da 20 milyonu aşan nüfusuyla koca bir metropol olan Kahire’de modern toplumun portresini çiziyor. Mısır’da özgürlük arayışıyla gelenekler arasında sıkışıp kalan genç nüfusun karşı karşıya kaldığı bu duruma hassas ve nötr bir şekilde yaklaşan yönetmen Julia Bünter, ​Fiancées ​ ile bir tür Doğu-Batı karşılaştırması yapmıyor ya da Doğu’nun muhafazakarlığına dair bir eleştiride bulunmuyor; yalnızca dönüşmekte olan bir toplumun gençlerine kulak veriyor.
Yönetmen​Antonio Bigini​ve Mariann Lewinsky​tarafından 2015 yılında çekilen​Ella Maillart: Double Journey belgeseli 20. yüzyılın en önemli gezginlerinden birinin gözünden sömürgeciliği, cinsiyet normlarını ve uluslararası politikaları ele alarak seyirciye unutulmayacak bir deneyim vadediyor. Maillart, Britanya Hindistanı’ndaki yaklaşık bir yıllık seyahati boyunca bölgede tek başına yaşayarak sömürge toplumu yakından gözlemleme şansı bulur. Gözlemlerini yalnızca kamerayla kayıt altına almakla kalmaz; mektuplarında, günlüklerinde de anlatır. Maillart’ın günlük ve mektupları ünlü oyuncu Irène Jacob tarafından seslendiriliyor.



Pazar Sinema Kulübü: Leon: The Professional ve Mart Ayı Gösterim Programının En Yenisi: Suffragette 90’lı yıllarda Pazar gecelerinin en büyük eğlencesi olan ​Pazar Gecesi Sinema Kuşağı, ​ Kundura Sinema’nın tarihi atmosferinde ​Pazar Sinema Kulübü ​ başlığı altında izleyicileri ile buluşmaya Mart ayı gösterim programında da devam ediyor. Kundura Sinema takipçilerinin kısa sürede favorisi olan bu yeni kuşağın Mart ayı konuğu yönetmen​Luc Besson​’un 1994 yapımı​Leon: The Professional ​ filmi oluyor. Masum bir kız ile bir katilin hikayesine odaklanan film ailesini silahlı saldırıda kaybeden 12 yaşındaki Mathilde’in Leon’un evine sığınması ile başlar.
Yönetmen ​Sarah Gavron​, 2015 yapımı​ Suffragette filminde seyirciyi 20. yüzyıl başlarına götürüyor. Victoria devri sonrasında İngiltere’de geçen film, kadınların oy hakkını savunan süfrajet hareketine odaklanıyor ve farklı arka planlara sahip fakat aynı amaç için erkek egemen sisteme karşı mücadele veren kadınların hikâyesini anlatıyor.
Hollywood Klasikleri Özel Gösterimi Mart Ayı Konuğu: ​ ​Dr. Zhivago Her ayın son Cuma akşamı özel ikramlar eşliğinde Hollywood klasiklerini beyaz perdede seyretme imkânı sunan ​Hollywood Klasikleri Özel Gösterimi ​Mart ayında da izleyicileriyle buluşuyor. Her üç ayda bir değişen seçkinin bu dönemki konuğu ​David Lean​’in yönetmenliğini yaptığı, ​Nobel ödüllü Rus yazar ​Boris Pasternak​’ın 1957’de yazdığı aynı adlı romanından uyarlanan ​1965 yapımı ​Dr. Zhivago filmi oluyor. ​Omar Sharif​’in başrolünü üstlendiği film devrimci Rusya’da siyasi manzaranın değişmesi ve Çarlık rejiminin sona yaklaşmasıyla, savaştan önce Moskova’nın canlılığına ve ardından çıkan şiddetli toplumsal karışıklığa değiniyor.



Kundura Sinema’dan Sinemanın Kadın Öncüleri Paneli (7-8 Mart 2020) Kundura Sinema, ​7-8 Mart 2020 tarihlerinde ​Canan Balan, Aslı Davaz ve​Elif Rongen Kaynakçı​’nın katılımıyla ​“​Sinemanın Kadın Öncüleri” ​ isimli ücretsiz panel programı ve film gösterimlerine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. ​Gonca Varol’un piyanoda canlı müziği eşliğinde ​Falling Leaves ve Two Little Rangers isimli sessiz orta metraj film gösterimleri ile başlayacak panel programının birinci günü​Elif Rongen Kaynakçı​ve​Canan Balan​arşivci ve araştırmacı gözüyle sinemanın kadın öncülerini bulmanın, hayat hikayelerini ortaya koymanın ve filmlerini ortaya çıkararak tarih yazımının seyrini değiştirmenin heyecanı ve zorlukları üzerine birikimlerini izleyiciler ile paylaşacak.
Panelin devamında yönetmen​Sidney Franklin​’in 1922 yapımı sessiz filmi​East is West ​ ’ ​ in canlı müzik eşliğinde gösterimi gerçekleşecek. Panel programının ikinci günü Aslı Davaz, Canan Balan ve Elif Rongen Kaynakçı’nın ​katılımıyla gerçekleşecek. ​Programın kapanışını yönetmenler Ivan Pravov​ve Olga Preobrazhenskaya​ tarafından 1927 yılında çekilen ​Ryaza’nın Kadınları ​ filmi yapacak.

Mart 2020 Gösterim Programı

01 Mart Pazar:

16.00 | ​Delphine et Carole Insoumuses-2018, Callisto Mc Nulty Ella Maillart: Double Journey – 2015, Antonio Bigini, Mariann Lewinsky

19:30 | ​Suffragette- 2015, Sarah Gavron

07 Mart Cumartesi:

Sinemanın Kadın Öncüleri Paneli 14.30 | Alice Guy Blaché- Homage To The First Female Filmmaker In The World, Katja Raganelli, 60’

15.30 | Falling Leaves, Alice Guy Blaché, 12’​(Gonca Varol’un piyanoda canlı müziği eşliğinde

15.45 | Two Little Rangers, Alice Guy Blaché, 12’​(Gonca Varol’un piyanoda canlı müziği eşliğinde

16.00 | Ara

16.15 | ​Panel: Sinemanın Kadın Öncüleri: Elif Rongen Kaynakçı, Canan Balan

17.15 | Ara

17.30 | East Is West, Sidney Franklin, 80’ ​(Gonca Varol’un piyanoda canlı müziği eşliğinde

08 Mart Pazar:​ ​Sinemanın Kadın Öncüleri Paneli

14.30 | ​Panel: Sinemanın Senarist ve Yazar Kadın Öncüleri:Elif Rongen Kaynakçı, Canan Balan, Aslı Davaz

15.30 |​ Ara

15.45 | ​Ryazan’nın Kadınları, Ivan Pravov, Olga Preobrazhenskaya, 67’

19.30 | ​The Feminister-2018,Viktor Nordenskiöld

14 Mart Cumartesi:

16:00 |​ Romantic Comedy- 2019, Elizabeth Sankey

19.30 | ​School of Seduction- 2019, Alina Rudnitskaya

15 Mart Pazar:

16:00 |​ Overseas- 2019, Sung-A Yoon

19:30 |​ Housemaids- 2012, Gabriel Mascaro

21 Mart Cumartesi:

16.00 | ​Uzak, Yakın Diyarlarla Yeni Karşılaşmalar

19:30 | ​Delphine et Carole Insoumuses-2018, Callisto Mc Nulty

22 Mart Pazar:

16.00 | ​East Is West, Sidney Franklin, 80’ ​(Gonca Varol’un piyanoda canlı müziği eşliğinde

19:30 | ​Fiancées- 2019, Julia Bünter

27 Mart Cuma: “Hollywood Klasikleri” Özel Gösterim

20.30 | ​Dr. Zhivago – 1965, David Lean

28 Mart Cumartesi:

16.00 | ​Overseas- 2019, Sung-A Yoon

19:30 |​ Housemaids- 2012, Gabriel Mascaro

29 Mart Pazar:

15.45 | ​Ryazan’nın Kadınları, Ivan Pravov, Olga Preobrazhenskaya, 67’

19:30 |​ Leon: The Professional- 1994, Luc Besson (Pazar Sinema Kulübü Özel Gösterim)

Bilet ve ulaşım bilgisi için: ​Twitter/Instagram – @kundurasinema| Site linki için buradan ulaşabilirsiniz.

Belgesel gösterimleri özel indirimli bilet fiyatı 10 TL Yeni sezonda öğrencilere özel indirimli bilet fiyatı 18 TL

Beykoz Kundura

1800’lerin başında bir deri fabrikası olarak kurulan ve 1933’te ayakkabı fabrikasına dönüştürülen Türkiye’nin endüstriyel ve kültürel mirası Beykoz Kundura hem Osmanlı Devleti’nin hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin 200 yılı aşkın kesintisiz sanayileşme planının en önemli aktörlerinden biri oldu. Beykoz Kundura’da sinema kültürü ise​hem çalıs anlarının hem de Beykoz halkının katılımıyla gerçekles en film gösterimleri sayesinde fabrika döneminde gündelik hayatın önemli bir parçasını oluşturuyordu. ​2018 yılının kasım ayında fabrikanın kalbini oluşturan ​Kazan Dairesi’nde kapılarını açan Kundura Sinema, sinemaya dönüştürülen endüstriyel kültürel sitenin ilk örneğini de oluşturdu.​Uzun yıllardır​Yıldırım Holding bünyesinde film ve dizi platosu olarak hizmet veren Beykoz Kundura, Kazan Dairesi’nin restorasyonu kapsamında Kundura Sinema’ya ek olarak açılan​Kundura Sahne​ve mekanın kültürel mirasına sahip çıkma amacıyla​Kundura Hafıza başlığı altında yürüttüğü “Sözlü Tarih Projesi”​ile birlikte, filmlerin ve hikayelerin sadece üretildig i deg il; aynı zamanda izleyicisiyle bulus tug u, İstanbul’un nitelikli kültür ve sanat alanlarından birine dönüs meyi hedefliyor.



Buse Yıldırım, Kültür-Sanat Direktörü Buse, İstanbul’da yaşayan genç bir kültür girişimcisi ve sinema sanatçısı. Yaratıcı sektöre ve farklı kültürlere duyduğu ilgiyle, ilk olarak Brighton’da sanat ve tasarım alanında ön lisans eğitimi aldı. Güncel sanatı keşfettikçe kurama yöneldi ve Goldsmiths Londra Üniversitesi’nin Görsel Kültür bölümünde, Kuramsal Sanat Tarihi alanında lisans eğitimini tamamlayarak çeşitli sergileme projelerinde çalıştı. Film ve video üzerine yoğunlaşma isteği onu Paris’e götürdü; Paris ESEC Sinema Okulu’nda belgesel yönetmenliği alanında ikinci lisans eğitimi tamamladı. 2012 senesinden itibaren birebir hayallerini kurduğu Beykoz Kundura’nın kültür sanat kimliğini kurguluyor. Beykoz Kundura’nın sözlü tarih ve arşiv projesi “Kundura Hafıza” girişimini hayata geçiren Buse, Kundura Sahne ve Sinema’nın kültür sanat yöneticiliğini yapıyor. Yine bu dönemlerde kurduğu “Lita” yapım evi kapsamında çeşitli görsel-işitsel projeler gerçekleştirirken, Berlin Freie Universität’te Görsel ve Medya Antropolojisi alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı.