Connect with us

Genel

Anıtkabir’in İnşası

Published

on

10 Kasım 1938 günü saat 09.05’te hayata gözlerini yuman ulu önder Mustafa Kemal Atatürk‘ün naaşı, 21 Kasım 1938’de Etnografya Müzesi’ne taşındı. Ankara’da eski adıyla Namazgah Tepesi’nde 1930 yılında açılan bu müze; önünde bulunan Atatürk heykeli ve yanında bulunan o zamanın halk eviyle adeta cumhuriyetin temsilcisi konumundaydı. Atatürk bu müzeye her ne kadar geçici olarak taşınmışsa da Anıtkabir’in inşasının uzamasıyla ancak ölümünden 15 yıl sonra, yani 10 Kasım 1953’te ebedi istiratgahına taşınabildi.

TBMM Aralık 1938’de yeni yapılacak mozole için bir yer tespit komisyonu kurdu ve bu komisyon ilk etapta 9 farklı nokta belirledi. Bu yapının yüksekte olmasına ve cumhuriyetin belleğine işaret etmesine önem veren komisyon, Ankara Kalesi, Gençlik Parkı gibi birçok seçeneği eledi ve en sonunda Çankaya ve Rasattepe olmak üzere iki yer üzerinde durmakta karar kıldı. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun sonradan belirttiği üzere Çankaya fikri, bazı milletvekillerince öne sürülen sonraki cumhurbaşkanlarının Atatürk’e bir nevi türbedarlık yapacağı şeklindeki görüş nedeniyle reddedildi. Geriye Trabzon milletvekili Mithat Aydın’ın önermiş olduğu üzerinde bir meteoroloji gözlem istasyonu olan Rasattepe kalıyordu. O dönemde şehrin her yerinden rahatlıkla görülebilen bu nokta , 17 Ocak günü komisyon tarafından ziyaret edildi ve birçok kişi tarafından olumlu karşılandı.  youtube abone hilesi 

Anıtkabir’in nerede yapılacağı konusu açıklığa kavuşturulduktan sonra sıra kimin yapacağı sorusuna gelmişti. Bunun için 1941’de uluslararası bir yarışma açıldı. Ancak ilk başta bu yarışmaya Türk mimarların girmesi yasaklandı ve bu garip durum protestolara neden oldu. Bu protestoların sonucunda sonradan da olsa bu yasak kaldırıldı. Jüri, Mart 1942’de 49 proje arasından ikisi yabancı biri yerli üç projeyi birinci ilan etti. Bu projeler Johannes Krüger, Arnaldo Foschini ve Emin Onat-Orhan Arda’nın projeleriydi. Sonrasında toplanan meclis Emin Onat-Orhan Arda ikilisinin ilhamını Türk Tarih Tezi’nden alan projesinde karar kıldı. Bu tez kısaca  Avrupa medeniyetinin göçler sonucu Asya’dan gelen insanlar tarafından oluşturulduğunu, Yunan bilim, sanat ve felsefesinin bütün pınarlarının da aslında Anadolu’da olduğunu savunmaktadır.

anıtkabir'in inşaası

1944 yılında Anıtkabir’in inşasına başlandı. Bu inşaatın İkinci Dünya Savaşı dönemine denk gelmiş olması da malzeme fiyatları gibi bazı konularda sıkıntılara sebep oluyordu. 1950 yılında Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle inşaatın durdurulacağı söylentisi iyice artsa da hükûmet inşaata devam etti. En başta TBMM’de 10 milyon TL’lik bütçe onaylanmış ancak proje bittiğinde bu bütçe 24 milyon TL’yi bulmuştu. Projeyi daha çabuk bitirmeye yönelik bazı kısımlarda değişiklikler yapıldı ve en sonunda mozole 1953 yılında tamamlandı.

9 Kasım 1953’te topraktan çıkarılan Gazi’nin naaşı, 1938’deki törende de kullanılan 18 numaralı top arabasına konuldu. Refik Koraltan, Celal Bayar ve Adnan Menderes’ten oluşan protokol ile Makbule Atadan ve İsmet İnönü’nün de bulunduğu büyük bir kortejle cenaze Anıtkabir’e taşındı. Yerin altına taşınan mezara, Türkiye’nin illeri dışında Selanik, Güney Kore ve Süleyman Şah Türbesi’nden de toprak getirildi. 1966’da hayatını kaybeden Cemal Gürsel  ve 1973’te hayatını kaybeden İsmet İnönü de Anıtkabir’e gömülmüştür. Sonrasında ise 1981’de çıkarılan kanun ile Cemal Gürsel’in naaşı 1988’de Devlet Mezarlığı’na taşındı.

Bugün bütün görkemiyle, eski adıyla Rasattepe, yeni adıyla Anıttepe’de bulunan Anıtkabir, her yıl yaklaşık 8 milyon ziyaretçi kabul etmekte ve bizlere Ulu Önderi her daim hatırlatmaktadır.

 

Yazar: Yağız Ahmed Palaz