GFTVBlog
Sürrealizm veya Gerçeküstücülük Nedir?
Sürrealizm, Avrupa’da birinci ve ikinci dünya savaşları arasında gelişmiştir. 20. yüzyılın başlarında Fransız edebiyatı şairlerinden Andre Breton’un “Manifeste du Surrealisme” (Sürrealizm Manifestosu) hazırlaması ile 1924’te ortaya çıkmıştır. Felsefe alanında, Fransız filozof Henry Bergson’un “sezgicilik” akımından etkilenmiştir. Bergson ruhun akıldan daha üstün olduğunu savunur, gerçekleri ruhsal sezilerle açıklar. Sigmund Freud’un psikanaliz yöntemi ise sürrealizm akımının bir diğer temeli. Freud’a göre insan hayatında sanat, bir nevrozdur. Bazı yasaklar nedeniyle bastırılmış duygular, ego ile sanata dönüştürülmekte, bu sayede sanatçı kendini tatmin etmektedir. Sanat, bilinçaltı, duygu ve ihtirasların sembolleridir. Sanatçı bilinç altındakileri dışa vurarak eserini oluşturur. Akıl ve mantığın değeri yoktur. İnsana yön veren iç güdüleri, bilinç altıdır.
André Breton, Paul Eluard ve Louis Aragon gibi önemli temsilcileri olan, Türk edebiyatında ise Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat Horozcu gibi isimler Sürrealizm akımından etkilenerek eserler ortaya çıkarmışlardır. İlk yıllarında Dadaizm akımından etkilenerek Dadaist eserlerden ilham almışlardır.
Sürrealizm; akıl, mantık ve alışkanlıkların denetiminden uzak, bilinçaltını yansıtan edebiyat ve sanat akımıdır. Andre Breton’a göre sürrealizm, bilinç ile bilinç dışını birleştiren bir yoldur. İnsanın kendisini çözümlemesinde sanatın yol gösterici bir araç olduğunu belirtir. Sürrealizm’in amacı bilinçaltının sanata yansıtılmasıdır. Önemli olan, düşündürmek ve hayal gücünü etkileyiciliktir. Sürrealizm, sürrealist ressamların özgün olarak gerçekte olmayan unsurlar ve düşünceler kullanarak, kendi hayal güçleriyle eserler yaratmasıdır. Bu eserler ile düşüncelerini, duygularını ve hayal güçlerini yansıtır, cevap verme yolu olarak kullanır. Sürrealizm akımının en açık özelliklerinden biri doğaçlamadır. Sürrealist şairlerin kullandıkları sözcükler mantıksal bir sıra izlemek yerine bilinç dışı psikolojik süreçlerle bir araya gelmiştir. Sürrealizm bugüne kadar ihmal edilmiş olan bazı çağrışımların varlığını, rüyanın gücünü, düşüncenin derinliğini kabul eden inanca dayanıyor. Sürrealizm, diğer bütün ruh mekanizmalarını kesinlikle yok etmek ve hayatın belli başlı sorunlarının çözümünde onların yerine geçme yönelimindedir.
Sürrealizm’in realizm gibi belli başlı unsurları yoktur. Sürrealizm’de, sürrealist ressamın hayal gücü ürünü olan unsurlar yer almaktadır. Bu unsurlar ressamın düşüncesine bağlıdır. Önemli olan, bu unsurlarda ressamın düşüncesini bulabilmektir. Bunun için, sürrealist resimlerde; realist resimlerin aksine, unsurlar değil hayal gücü ve düşünce ön plandadır. Sürrealizm akımı, tüm sanat dallarını kapsamıştır. Salvador Dali ve Pablo Picasso bu akımın başlamasında ve güçlenmesinde önemli yere sahiptir. Bu ressamlardan başka P. J. Jouve, Pierre Reverdy, Robert Desnos, Louis Aragon, Paul Eluard, Antonin Arnaud, Raymond Queneau, Philippe Soupault, Arthur Cravan, Rene Char, Federico Garcia Lorca gibi isimler de Sürrealizm’de yeni bir kapı açmıştır.
1925’ten sonra gerçeküstücüler başka akımlara yönelmeye ve dağılmaya başladı. Ancak bu akım, resimden sinema ve tiyatroya kadar birçok sanat dalını derinden etkiledi. Andre Breton’un yanı sıra P. J. Jouve, Pierre Reverdy, Robert Desnos, Louis Aragon, Paul Eluard, Antonin Arnaud, Raymond Queneau, Philippe Soupault, Arthur Cravan, Rene Char, Federico Garcia Lorca, Salvador Dali, Rene Magritte gerçeküstücülük akımının önemli isimleridir.
“Sürrealizm ister söz, ister yazı ile; ya da herhangi bir yolla, düşüncenin gerçek işleyişini belli etmekiçin baş vurulan katıksız ruh otomatizmidir. Aklın hiçbir denetimi olmadan, her türlü estetik ve ahlâk kaygısı dışında, düşüncenin yazılışıdır.”
Andre Breton